Adresim : brhm.net * belki takip etmek isteyen olabilir, edelim edişelim.
Bloğuma biraz tatil.
Bi tv programında referandum tartışılıyor, Müjdat Gezen de katılmış programa. İzleyicilerden biri soruyor, neden hayır ? Kafam karışıyor buna mantıklı bi cevap istiyorum. Müjdat Gezen şöyle diyor; ben bu hükümetin faşist olduğunu düşünüyorum, şimdi bir soru soracağım bana cevap veremeyeceksiniz ” Şuanda basın, yayın organları olarak hükümet tarafından baskı altındamısınız, değilmisiniz ?” Sunucu sustu ve buna cevap vermeyeceğim diyor. Ardından da Müjdat Gezen bu cevap ona yeter diyerek noktayı koyuyor.
Bu adamı seviyorum ben, çekinmeden kimseye yaltaklık yapma amacı güdmeden dilediğini söyleyebiliyor. Çok yaşa sen Müjdat Reyiz.
Ek olarak referandum ile ilgili şunları söylemek istiyorum, demokrasiyi bir araç olarak gören başbakana sahibiz, bu benim düşüncem değil kendi söylüyor tayyip.(özel isim sıfatına dahil bile etmiyorum ismini) Ardından demokrasi, eşitlik, özgürlük nidaları atıyor sağda solda, bu anasaya değişikliği de demokrasiye çok büyük katkılar yapacakmış. evet -mış. En basitinden sen basın ve yayın organlarını ele geçirmiş, baskı yapıyorsun. İnsanların düşüncelerini, fikirlerini özgürce dile getirmesine izin vermiyorsun. Ardından demokrasi diyorsun, ulan aptal herif ! bre zındık ! aklı başında insanlar bunu yer mi ?! Böyle bir çelişki olabilir mi ?! Haliyle demokrasi adına yapılacak bu değişiklik altında bi bit yeniği arıyorum ben, herkes de aramalıdır. Biraz düşünmek kafi.
Hayır !
Not : Video izlesene.com tarafından silinmiş. Hükemet internet sitelerine bile baskı yapar olmuş !
Marmara Depremi 11 sene evvel bugün, bu saatler. Ne acılar yaşandı, neler oldu neler bitti o zamanda kaldı. Her ne kadar unutmadık desek de kalmadı birşey içimizde unuttuk gitti. Bi deprem daha .. yine binlerce ölü ve yine kapanması zor yaralar. Bi 11 sene daha. Unuturuz neticede. Evet evet kesinlikle. Ders almaksızın inadına unuturuz, olur öyle diyerekten. Ders alanlarımız da yok değil tabi, olası depremde %100 yıkılacağını bilmesine rağmen maddi imkansızlıktan çürük evini onartamayanlar.

Ufakken böyle değildim değildim işte. Giderdim denize yüzerdim sabahtan akşama, bi güzel uzanıp bronzlaşırdım kararırdım. Eve gelince, anne-babadan izinsiz gidip yüzdüm diye bi ton posta yerdim. Güneşte kaldım diye zırt pırt kızarmazdım. Şimdi ise 10 dklık güneşte cayır cayır yanıyorum eve geldiğimde akşama kadar canım yanıyor. Tenim acayip beyaz ve hassas.Alerjik oluryomuşum, güneşe alerjim varmış benim.Pek de sevmem zaten kendilerini ama niye mına koyim niye ?! Gündüz uyuyup, gece çıkıyorum dışarı sadece, yaşadığımız ilçeyi düşününcede gece napılabilir ki burda gidip sahile içmekten başka ? Güneş kremi sür diyosun da, iyi güzel sürüyoruz, güneşe çıkıyoruz terliyoruz güneş kremi püf. E sik gibi kalıyoruz ortada yine yanıyoruz. Kabarıyoruz, kızarıyoruz, bozarıyoruz. Hay sikeyim. İsyandayım. Alerjik oldum gene, krem kullanıyorum, cildim döküldü lan .. dökülüyor. Ama yeni deri çıkıyomuş, tertemiz mis. Vampir gibi yaşıyorum artık, işim olduğunda sabahtan çıkıyorum güneş henüz kıvama gelmeden, gidiyorum hallediyorum eve dönüyorum. Akşam batarken de, gider sigaramı nevalemi neyin alırım. Güneş görünce her an alev alev yanmaya başlıcakmış gibiyim.Kan da mı arzu ediyorum ne :p
Ateşli bi sevişmenin ardından, bi dilim ekmek de olsa kafi denilir hani. Yorgunluk, halsizlik ve karın acıkma durumu. Burada da abimiz bu durumda birşeyler atıştırırken yataktaki ablamıza sorar "sen niye yemiyosun ?" ablamızdan da şu şekilde cevap gelir "yediğim bana yeter". Oha! ne yedin abla sen öylea ? İlik, kemik kurumuştur hatunda.Ama öyle içten söylenir ki, hayran olmamak elde değildir.
Geçen gün arkadaşa ısrar ettim izleme konusunda, yok olum acayip tırsarız siktir et, 3 harfli muhabbeti falan var onda dedi. Salla dedim ya ne olacak gerilelim biraz. Neyse başladık izlemeye Naughty America serileri gibi bi başlangıç ve amatör edada çekim şeklinde bir film. 1 saat oldu bir bok yok arada bi kaç muhabbet oldu, bazılarının korkunç dediği hatta sözlüklerde orda burda yorumlarını gördüğüm insanların altlarına sıçmalarına neden olmuş bazı muhabbetler. Biz gülerek izliyoruz, artık canım sıkıldı sevişselerde izlesek diye iç geçirmedim değil hani. Yok ama onu bile yapmadılar kamera karşısında. Boktan bir sonla bitti film. Ardından oha mk, milletin bu kadar abarttığı bumuymuş ? oldum. Konsept güzel, ama daha mantıklı ve ekşınal bişekilde yapılabilirdi. Olan 1 saat 25 dk'ya oldu. Sakın ola ki izlemediyseniz izleyip de o değerli vaktinizi harcamayın.

Sıcaktan bunalıyorum zaten son günlerde, gündüzümü uyuyarak gecemi de dışarı da takılarak geçiriyorum. Yapacak birşey olmayınca buralarda haliyle sikindirik bi monotonluğa boyun eğmek durumundayız şimdilik.2010 World Cup başladı, ulan en azından alırız biramızı geçeriz maç izleriz, keyif yaparak zaman geçiririz diyodum. Bu akşam Almanya - Avusturalya maçı vardı gayette zevkli bir maçtı. Ama gel gör ki elin Afrikalısı tutturmuş bi vuvuzela öttürüp duruyor, sinek vızıltısı gibi adamı deli ediyor. Maçın sesini kısıp izledim artık, içine sıçtılar iki kuruşluk zevkin. Maçın başından sonuna kadar da yapılmaz ki alayı mı saksocu bunların anlamadım mına koyim. Bu aletin yasaklanmasını temenni ediyoruz. Yoksa daha da izlemem maç neyin.
Olayın üzerinden zaman geçti, vakit bulup yazamamıştım ama şimdi birşeyler karalayabilirim sanırım. Biliyosunuz ki İsrail, Türkiye'nin öncülüğünü yaptığı 32 ülkeden vatandaşların da katıldığı yardım filolarına saldırı yaptı. Ölenler oldu, yaralananlar oldu.Şimdi ben bunu anlamıyorum ; İsrail gemiler yola çıkmadan önce gelirseniz vururuz uyarısını yaptı. Amcamın biri de çıkmış diyor ki vurursa çarpışırız. Biz bu yardımı oraya ulaştıracaz, ama aynı zamanda bunu yanımızda bir çakı bile olmadan yapıcaz. Hadi iyi güzel hani gerçekten oluşumunuz ve icraatlarınız takdire değer. Oradaki insanların tabiki yardıma ihtiyacı var. Herşey iyi güzel de, İsrail gibi lanetli piçler topluluğunun ne kadar gözü kara bi ülke olduğunu bilmiyomusunuz ? Yaparım diyosa yapar. İbnelerin hiç birşeyden korkusu yok. Dünyaya kafa tutan aynı zamanda dünyayı yönlendiren bir ülke olduğunu da bilmiyor olmalısınız böyle bir icraata kalkıştığınıza göre. Yanlış anlaşılmasın İsrail piçlerini savunmuyorum. Onların ben topunu sikeyim. Benim üzüldüğüm olay o 10 kişinin hayatını kaybetmesi. Kısacası bok yoluna gitmesi. Bu yardımın böyle kafa tutar, artistlik yapar gibi değil de başka şekilde yapılması mümkün olabilirdi. Buna gerek yoktu diyorum. Noldu sonuç olarak 10 kişi gitti ve gittiğiyle kaldı. Yazık, günah. Başbakamınız yine sağa sola sıktı. Bunun hesabı sorulacaktır, sonuçlarına katlanacaksınız falan fişman. Gördük .. BM'den sadece bildiri çıktı, sizi kınıyoruz. Evet sadece kınıyoruz. Karar bile değil bildiri. Napabilirsiniz ki ? Savaş mı açacaksınız ? İşte görüyoruz meydanlarda savaş nidaları, allah allah sesleri. Gülüyorum sadece. Bu ülke kaç yıldır PKK denen 3-5 çapulcu tarafından kaç bin tane evladını verdi. Gitsin önce bu orospu çocuklarını temizlesin, başımızdan siktir etsin.Ne kadar basit görünüyo 7 milyon nüfusu var, dalsak bi günde yok ederiz diyerekten. Sahi mi? diye soruyorum. Çok merak ettim, İsrail kime güveniyor diye araştırdım. Ne Amerika ne de başka bir ülkeye. Adamlar kendilerine güveniyor. Amerika ile savaş durumu olsa şuanda Amerika'yı yok edecek güce sahip adamlar. Kaç yıldır, yılda kaç milyar dolar silaha, cephaneye yatırım yaptıklarını kimse bilmiyo tabi. Bi savaş durumunda 2 yıl boyunca hiç bi şekilde yardım almadan şuanki stoğuyla savaşabilirlermiş.Gerçekçi olalım, bi savaş durumunda dağda bayırda göğüs göğüse savaşmayı düşünmüyosunuz heralde ? Adamlar ellerinde teknoloji ve nükleer birikimiyle bizi haritadan silebilirler, bunu da bilmekte fayda var.Hani bi zamanlar dünyaya hükmettik, Osmanlı torunuyuz falan da dediğim gibi gerçekçi olmakta fayda var. Bu işler facebookda orda burda galeyana gelmekle olmuyor. Ki ondan önce, daha öncede bahsettiğim gibi kendi problemlerimizi bitirelim, kendi insanlarımızın kaybını önleyelim. Başkaları için, savaşmanın vakti de gelir belki nokta.

1 hafta önce baktım da sıkıntıdan yüzümü yara, sivilce bağlamış. Doktora gittim krem verdi, düzenli olarak kullanmaya başladım ama bi etkisini göremedim.İnternetten araştırdım biraz, sivilce için doğal ne gibi bir çözüm bulabilirim diye. Bir kaç şey buldum yorumlarını da olumlu gördüğüm. Uyguladım, şimdi yara ne sivilce pamuk gibi cildim oldu ahah. Sivilce sorunsalı olanlar için gerçekten etkili bi çözüm olabilir. Tavsiye ederim. Uzatmadan tarifi veriyim ben : P
Malzemeler :
En yakın aktariyeye gidiyoruz.
Diyoruz ki amcama ;
"Bana elma sirkesi,
'Softem' bakım sabunu (Ballıdır.Cildi besleyici, ferahlık verici bi etkisi var)
Vee gülsuyu ver."
Tarif :
Sabah kalktığımızda öncelikle aldığımız sabunla cildimizi bi güzel duruluyoruz. Ardından bi çay bardağı içine yarısı kadar elma sirkesi koyuyoruz (Bardağa dökmeden önce şişeyi çalkalamayı unutmayın) onun da yarısı kadar su ilave ederek sulandırıyoruz. Sek kullanmayın : P Parmakları bandırıp, sivilcelerin olduğu bölgelere uyguluyoruz. Bunu yaptıktan 2-3 dk sonra cildimizi ılık suyla duruluyoruz.
Bunu sabah ve gece yatarken yapabilirsiniz. Aynı zamanda yatarken cildinizi gül suyu ile silin. Cilt için manyak bi yararı var.
İlave : Elma sirkesi akneye neden olan mikropları öldürür. Cilde parlaklık kazandırır. Yani bi sakıncası yoktur. Sabunu sivilceleriniz geçtikten sonrada kullanabilirsiniz. Gerçekten cildi pamuk gibi yapıyor ve besliyor.
Umarım işinizi işinizi görür : )
Hastayım şu yeşilçam senaristlerinin fantezilerine. Ek olarak reklam uyarlaması da bomba olmuş ueh : )
Mahalledeki kadınlar isyan eder olmuş. Bu ara herkes küçük çocuğuna bilgisayar alıyor, iki gün sonra bana gelip "Bizim oğlaaan cıbıldak hatun sitelerine giriyoo. Buna engel olamazmısın ?" diye yardım istiyorlar. Bitanesine sordum "Oğlun kaç yaşında ?" demez mi 6. Vay mk dedim, yeni nesil bizden hızlı. Ardından bi de şey dedi, hadi o neyse 4 yaşındaki kardeşine de baktırıyomuş. Cımbızla osbirde çekiyodur bunlar. Hadi bunu geçtim, bitanesi de geldi şey diyo. Kocası bilgisayar almış, her gece sabaha kadar porno izliyomuş.Hatta kendisine birlikte izleme teklifi yapıyomuş.Adam izledikleriyle kendini yavaştan eğitmiş olacak ki, yatakta farklı farklı şeyler istiyomuş. Oral, anal, cumshot, vb. Kadın sevdiğim bi ablamızdır, o sebeple isteğini yerine getirdik, gittim bi filtre programı kurdum falan.Kocası baktı giremiyo sitelere, götürmüş bilgisayarcıya sildirmiş programı. Öyle adama dağ mı dayanır, dayanmaz işte. Kadının seks hayatı kabusa dönmüş durumda sanırım.İstemiyosa zorlama kardeşim. Bitane kadın daha geldi aynı dertten müzdaripmiş, onada kurduk neyse onda işe yaramış en azından. Kocası bilgisayar bozuldu diye porno izlemeyi bırak, başına bile oturmumuyoş artık.Bana kalırsa bırakın ablacım, izlesin izleyin izlettirin. Takılın birlikte. Seks hayatınızda çığır açın. Seks kültürü edinin, fantezi dünyanızı zenginleştirin. Monotonluktan sıyrılın vesaire. O değil de cama ilan asıp, ticarete mi döksem işi napsam sakjsak
Bugün denk geldi merakla izledim açıkcası. Kahramanımız leopar düzenin kendine zorunlu kıldığı bir iç güdüyle maymunun birine saldırıyor ve öldüyor yalnız farketmediği bi nokta var, öldürdüğü maymunun kesesindeki bebek maymuncuk. Onu da mı öldürdü diye merak edenler, hayır. Alıp ona sahip çıktı, korudu kolladı, temizledi emzirmeye neyin çalıştı.Yani ne söylenebilir ki, hayvanda bile böylesine duygusal bi durum söz konusuyken, biz hayvanat insanlar olarak sebepsiz, nedensiz kundaktaki çocukları bombalayabiliyoruz, garip. Buyrun izleyin.
Yeni dizi arayışındayken rastladım, yeni başlamış henüz. Bu hafta 8. bölümü yayınlanacak. Bi solukta kaldığı yere geldim bile.Dizinin orjinal adı "V" omasına karşın visitors - ziyaretçiler olarak da telafuz edilebilmektedir bazı kimselerce.Bunun sebebi yıllar önce TRT'de yine aynı konsept ve isimle yayınlanıyor olmasıymış. Tür olarak bilimkurgu - dram işlemektedir. Kısaca işleyişi, birden bire uzay gemisiyle dünyaya iniş yapan insan görünümüne bürünmüş uzaylılar insanlara dostane davranarak, öncelikle Amerika hükümetiyle diplomatik yoldan uzlaşmaya çalışmaktadırlar.İnsanlara teknolojilerini ve harikulade tıbbi olanaklarını paylaşmayı vaad edip, kandırmaktadırlar. Ama aslen insanlara ve dünyaya hükmetme amacı güdmektedirler.Aynı zamanda bunların dünyaya ilk gelişi değil, zaten dünyada normal insan görünümüne ve yaşantısına sahip bir çok uzaylı vardır. Bunlar aynı şekilde belirli bir amaca hizmet etmektedirler. Bunların yanında uzaylı olup da bu sinsi ruhsuz uzaylılara karşı savaş içinde olan başka bi uzaylı ve insan karması bi grup da vardır. Son bölümde olaylar baya kızışmaya başladı, gelecek bölümde her an kötü şeyler olabilir : P Aynı zaman da tavsiye de edilir, izlenesidir.
Öncelikle bir İsmail Yeka sempatizanı olmadığımı söylemeliyim. Bazı kesimlerce yanlış anlaşılabilir. Ama bu adam beni hergün biraz daha şaşırtıyor. Saf görünümlü, çakal izlenimi uyandırıyor bende.Okanın geçen programında gitarla solo atması da cabası : P Çünkü bu adam 6-7 tane enstrüman çalabilen, müzisyen tanımına uygun ancak lanet icraalarda bulunan biri.En son yapmış olduğu alakasız, maksat laf olsun diye yapılmış ancak yine kitlelerce büyük bi ilgi uyandıran feysbuk şarkısı hakkında yorum bile yapmayacağım ancak klibi oldukça ilgimi çekti ve baya güldüm açıkcası : P Şöyle ki; ismail yeka kız düşürüyor işte konuşuyor neyin herşey güzel gidiyor, ardından bi dans videosu giriyor olaya. Orda kopuyor film. İsmail yeka başlıyor motorcu montuyla dans etmeye ardından at hırsızı tipli elemanlar fırlıyor denizden, onlarda başlıyor dans etmeye.Ne oluyor falan filan derken dalgalar yükselmeye başlıyor ve helikopter geliyor. Helikoptere tutunan ismail yekayı koca koca dalgalar kovalıyor.Birden newyorka geçiş yapılıyor. Dalgalar alıyor götürüyor binaları, gökdelenleri. Daha sonra helikopter ismail yekayı dalgalardan kaçırıp, güvenli bi yere bırakıyor ve video burda bitiyor. Hasiktir olum felan oluyorum napmış bu mk konsept fikriyatını siktiğim diyorum. Çok garip bi adam ya zamanında sağlam gruplar yani kaliteli müzik dinleyen, altını çizmeden geçemiyecem "Queen" dinleyen biri ismail yeka. Ama nasıl böyle bir müzik yapabiliyor anlamış değilim. Ama o sese başka birşey de gitmez diyerekten haklı olabilir düşüncesine de kapılmıyor değilim. İzleyin gülün, gülüşün.
Gabriel Faure'nin harika eseri olan Pavane'nin Efkan Şeşen yorumu. Oldukça hoşuma gitti, bugünlerde sardım baya klasik müziğe, uyurken neyin dinlemek iyi oluyor. Siz de dinleyin, dinlettirin. : P
Çocukluktan beri hep köpek beslemek istemişimdir. Ufakken, tanıdık bi abi yavrularından bitanesini bana vermişti. Bahçede beslemek istemiştim ama geceleri havlıyomuş komşular rahatsız oluyomuş vs. bahanesiyle baktırmamıştı bizimkiler bana. Evde beslememe zaten izin vermiyolardı. Neyse ki önümüzdeki sene siktir olup gidiyorum ve bi nevi özgürlüğüme kavuşuyorum. O zaman kesin alır bakarım diyodum, cins olarak da pugg düşünüyodum. Çok çirkin ama bi o kadar da tatlı bi köpek. Bugün bi arkadaşım beagle alacağını söyledi ve fotoğrafını gösterdi. Acayip hoşuma gitti.Adeta çizgi film karakteri gibi sakjs Ek olarak çok da büyümüyomuş.Özellikleri de hoşuma gitti açıkcası. Pugg'dan vazgeçtim beagle almaya karar verdim, çünkü pugg büyünce çok miskin, tembel çekilmez bi hayvan oluyomuş. Şurada gördüğünüz gibi. Aslına bakarsınız golden da çok tatlı ve oldukça zeki bi köpek ya napsam skasa Neyse o zaman gelsin de seçeriz artık birini.
Bi sigara bu kadar mı güzel içilir ? Hayran kaldım Marla'ya. Bunu izlemeden önce sigarayı bırakmıştım içmiyodum. Ama bi anda görünce akciğerlerim zevkten dört köşe oldu. Yani tam gaz sigaraya devam ediyoruz. Marla'ya sevgiler : P
Bi arkadaşımın tavsiye etmesiyle izlemeye başladığım, ilk 3 bölümünü izledikten sonra bende aşırı bağımlılık yapan, içerisinde en bolundan sex, uyuşturucu, alkol, küfür, argo barındıran komik sahnelerinde, esprilerde oldukça güldüren ama dram kesitlerinde de bi o kadar derinden etkileyen bir gençlik dizisidir.Spoiler vermeden kısaca diziyi tanıtıcam, çünkü bu dizi keyfi kaçmaz.Konu olarak kendine, 16-17 yaşlarındaki birbirinden sorunlu gençlerin hayatını ele alıyor.Sadece lise yaşantısını işlediğinden mezun oldukları zaman, kast değişiyor. Böyle olumsuz bi yönü de var. Şuanda 4. sezonda olup, alt yazı en son 3. sezon son bölümde kalmıştır. 1 aydır sabırsızlıkla alt yazının yayınlanmasını bekliyorum.Öyle bişey ki 4-5 günde bitirdim mevcut olan bölümlerini. Bir gecede 1 sezon izliyodum. Yani o derece sarıcı bi dizi. Şiddetle tavsiye ediyorum. 1. sezon finalini de mutlaka paylaşmalıyım. İzlediğim en etkileyici sezon finaliydi. Cat Stevens'in Wild World isimli parçası da cuk diye oturmuş.
Evet abi sıkıldık. Hani ergenlik dönemi neydi, sevmezdik önsevişme bölümünü direk montaja geçsin isterdik abimiz. Hele ki erotik filmler hiç sarmazdı, hani lan bunların şeyi ? Niye yok olum niye ? 1 lira verdik lan bu gazeteye bunun için mi ? ( Bi ara bulvar gazetesi alana yanında erotik film veriyodu) muhabbetleri dönerdi. Ergenlik dönemi boyunca da sağlam porno kültürü yaptık tabiki. Naughty America, BangBross, Brazzers filmleri düşürmeye çalışırdık sürekli. Denk geldimi de arşive katardık.Osbir partileri yapardık. Açardık filmimizi cipsimizi, kolamızı alır izlerdik dakikalarca. Filmin sonuna doğru herkes sırayla wc'ye giderdi. 3-4 kişiysek bi hela trafiği oluşurdu. Ey gidi günler sakjsjkasa
- Hadisene olum !
- Sussana mcık herif. Ucundaydı bak kaçtı gitti senin yüzünden. Bak gelmiyo, iki kuruşluk zevkimiz var içine sıçtın mına koyim.
Şeklinde diyaloglar felan.
Ama gel gör ki seneler geçti .. Sanki çok yaşlandık mk sakjska altı üstü 19 yaşındayız neyin havasındaysam artık. Şimdilerde ise en kralı olsun, amcamız hatuna vururken ağzıyla kuş tutsun yine de izleyesim gelmiyor ve sıkılıyorum. İşlem aynı abi. Hani montaj dersini artık kavradık. O sebeple sarmıyor. Ön sevişme faslı uzun süren, konulu erotik filmlere sardık bu ara.Pornografiden çok daha haz ve izleme zevki uyandırdığı kesin. Tabi abazan ruhlu değiliz sadece erkeğiz. Sanatsal yönü için izliyoruz :P aha. Genelde güney koreliler yapıyor bu filmleri, arada çıkıyor üç beş sağlam bişi.Ek olarak hentaide izliyoruz arada, konuları oldukça ilginç olduğundan serisi olsa izlenir denilebiliyor.
İzlenmemişse izlenmesi gereken, defalarca izlesemde bıkmayacağım ender filmlerdendir. Konu olarak bi adamın dolu dolu geçen yaşantısını konu alan fantastik bir drama filmi olup Tim Burton yönetmiştir. Enfestir. İşte bu filmden bi kesit paylaşıcam ;-Bu korkunç.
-Teyzem için korkunçtu ama ben özel güçleri olan küçük bir
çocuktum. Yaklaşık 3 hafta sonra aynı kargayı rüyamda tekrar gördüm. Şöyle
diyordu: 'baban ölecek'. Ne yapacağımı bilemedim, sonunda babama söyledim. Babam
bana üzülmememi söyledi ama sarsıldığının farkındaydım. Ertesi sabah çok garip
davranıyordu, durmadan etrafa bakınıyor sanki kafasına bir şeyin düşmesini
bekliyordu. Ancak karga nasıl öleceğini söylememişti. Sadece baban ölecek
demişti. Babam erkenden evden çıktı ve uzun süre geri dönmedi. Geri döndüğünde
ise korkunç görünüyordu. Sanki bütün gün kafasına balta düşmesini beklemiş
gibiydi. Anneme şöyle dedi: Bugün hayatımın en korkunç günüydü. Sen ona korkunç
mü diyorsun, bu sabah sütçü kapımızın önünde aniden düşüp öldü dedi annem. Çünkü
annem sütçüyle işi pişirmişti.
-Foroğrafını çekebilir miyim?
-Fotoğrafımı çekmene ihtiyacın yok, sözlükte yakışıklı kelimesinin
anlamına bakman yeterli.
Bu haberi okuyunca hemen aklıma şu fıkra geldi
85 yaşından da bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir.
Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
Doktor- "içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
Adam- "Evet,eşim.”
Doktor- "Ama bayan 25 yaşlarında..."
Adam- "Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
Doktor- "Yoo, aklıma benim dedem geldi de."
Adam- "Nesi varmış dedenizin?"
Doktor- "Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi Israr etti ve hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü..."
Adam- "Olur mu öyle şey alla sen , başkası vurmuştur "
Doktor- "Ben de onu demeye çalışıyorum işte."
Ondan sonra gezinsin garibim ortalarda muz mucizesi diye : P